Geçenlerde Best FM' de Cem Arslan' ın programında kahkahalarla dolu dinlediğim bu konuyu araştırmaya ve sonrasında sizinle paylaşmaya karar verdim, Merhaba dünya' dan sonra ilk yazım olsun.
Küçüklükten itibaren, "Ne olacaksın?" sorusunun cevabı doktor, mühendis, sanatçı ve benzeri bilindik işlerdir. Ama hayat, bazılarının tasarladığı gibi olmaz. Bazen yolunuz sperm üreticiliğine, bazen bir asansöre düşer ve siz o asansörün düğmesine basmakla yükümlü olursunuz. Kiminin payına mezarlıkta ağlamak, kimininkine köpek gezdirmek düşer. Bu ilginç meslekleri yapanlarla konuştuk.
Ali Öztürk cenazelerde ağlıyor… Oktay Saparca'nın işi sperm üretmek… Arman Odabaşı ise asansör düğmesine basmakla görevli… Ferruh Akalın köpek gezdirmekte tam bir usta… 20 yıllık son ütücü İsmail Ateş, mesleğinin uzun bir çıraklığı olduğunu anlatıyor… Yükseklerin efendisi Güneş Ergüden, yukarıda olmaktan çok mutlu…
CENAZEDE İTİNAYLA AĞLANIR
Tempo dergisinin haberine göre, Ali Öztürk, televizyon kanallarında yıllarca 'Reisin Takası' adlı bir program hazırlayıp sundu. Bir gün, bir caminin içine girdiğinde, tabutun başında hüngür hüngür ağlayan bir gençle karşılaştı. Yanına gidip, "Çok mu yakınındı?" diye sordu. Gençten gelen cevap, "Hiç tanımazdım" oldu. Çünkü o, cenazede para karşılığı ağlıyordu. Ali Öztürk, genç adama, "Senin gibi kaç kişi var" diye sordu. "Çok" cevabını alınca, hepsini toplayıp dernek kurdu. Şimdi 300 kişiler. Kendisi derneğin başkanı oldu. Ekibi bir saat camide, bir saat evde ağlıyor.
"300 YTL'YE AĞLIYORUZ"
"Bizim işimiz, ömründe kimseye zırnık koklatmamış, sevilmeyen, işi gücü para kazanmak olan insanlar. Öldüğü zaman hanımı makyajı bozulmasın diye ağlayamıyor, miras da kalmış, bizi tutuyor" diyor Ali Öztürk. Cenazede ağlayanlar kişi başı 300 YTL para alıyor. Peki nasıl ağlıyorlar? Öztürk cevaplıyor: "Benim ekibimde, ömründe hiç gülmemiş insanlar var. Ömrü ağlamakla geçiyor, güldüremezsin. Paraları dağıtırken bile gülmüyor adamlar. Zaten işe alırken, fıkra anlatıyorum, gülmezse alıyorum." Kimler için ağladıklarını açıklamıyor, bunun sır olduğunu söylüyor: "Biz vergiden muafız, ayda derneğe 100-150 bin YTL para giriyor."
İŞİ ASANSÖRLE İNİP ÇIKMAK
Nişantaşı'nda bulunan City's Inn Alışveriş Merkezi'nin asansörünü kullandıysanız, onu tanımamanız mümkün değil. "Hoş geldiniz efendim, kaçıncı kata gitmek isterdiniz?" diye soran nazik kişi, 36 yaşındaki asansör görevlisi Arman Odabaşı. Daha öncede farklı mesleklerde çalışmış. İlkokul mezunu. İş ilanında asansör görevlisi aranıyor bölümünü okuyup buraya başvurmuş. Günde yaklaşık 500 kez düğmeye basıp katları dolaşıyor. Onun iş alanı üç metrekarelik bir asansör. Günü nasıl geçerse geçsin, nasıl sorunları olursa olsun; o, buraya gelen insanları güler yüzle karşılamak durumunda. Öyle de yapıyor zaten. Üstelik gülümsemek, ona sorunlarını unutturuyor. Bu işi severek yapıyor, maaşını açıklamıyor, "Emeğimin karşılığını alıyorum" demekle yetiniyor. Asansör konusunda eğitim almış. Kendisinin merkezin vitrini olduğunu düşünüyor. Canan Göknil imzalı kostümünü de, asansörünü de seviyor. Günde sekiz saat çalışıyor. Birçok ünlü görüyor, akşam eve gidince kimleri gördüğünü eşiyle paylaşmaktan keyif alıyor.
İTİNAYLA SPERM ÜRETİLİR
"Sperm üreticliği de ne ?" demeyin. 1923 yılından bu yana Türkiye'de uygulanan bir yöntem. Verimli sığır ve at ırkı yetiştirmek için iyi cins boğa ve aygırdan sperm almada ön hazırlık yapan kişiye de "sprem üreticisi" deniyor. Oktay Saparca, bu işi Türkiye'de yapan kişilerden biri. Bir ineğin kızgınlık döneminde onu boğayla çiftleştirmek sıkıntılı oluyor, ancak enjeksiyonla yapılan yöntemle bu zorluklar aşılıyor. Ayrıca verim kayıtları tespit edilmiş, sağlıklı boğaların spermleri ineklere uygulanıyor ve daha iyi yavrular doğuyor. Bu işi yapanlar hayvan başına 60-70 YTL kazanıyor. Peki bir kişinin, "Ne iş yapıyorsunuz?" sorusuna, "Sperm üreticisiyim" diye karşılık vermesi ne gibi diyologlar doğuruyor? Oktay Saparca'ya göre, kulağa garip gelse de bu normal bir iş. Üstelik faydalı. O, işini seviyor.