ozanlar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ozanlar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5/07/2008

İsteyip de söylemedikleriniz (1)


Öğlene doğru merhabalar efem, sustuklarınız büyür içinden ona ya da onbire göre. :)

Ben aktör olmak istiyordum, babam engel oldu doktor oldum. (mühendis, avukat, v.b.)
Diye yıllardır susan, susatan arkadaşlar. Korkmayın yanlız değilsiniz. Belki kimimizin ferdi toprağa karıştı, belki de sizlerin iyiliğini istediğinden böyle dediler ama gelin görün ki eski kafa diye alayladığımız insanlar çoğu kez haklı çıkıyorlar. Yaşadım ve biliyorum. Baba zoruyla meslek sahibi-sahibesi olan insanlar (memurlar) işlerini verimli yapamadıkları için ülke şu durumdadır. Ben yaptığım işten memnunum diyen var ise "Elinden öperim!" ve Ne mutlu size.


Acaba sizde çocuklarınıza, biz babadan böyle gördük taktiğini mi uyguluyorsunuz?
Eğer öyle ise zamanında sizde babanızdan bu konuda çektiğinizi hatırlatmak isterim. Bırakalım, kim ne olmak istiyorsa kendi bulsun. Herkes elinden geleni yapsın. Veterinerden, kasap. Kasaptan da veteriner olabilir mi bilemiyorum artık. Lütfen duyarlı olalım ve bir önceki konuda verdiğim 'Ölü Ozanlar Derneği' filmini satın alarak izley(t)in, pişman olmayacaksınız.

Bir blogcu arkadaşın kendince haykırışı şöyle;

Popstar yarışmasına katılıp Hayko Cepkin gibi böğürmek istiyorum.
Duş aldıktan sonra, vücuduma deodorant yerine biber gazı sıkmak istiyorum.
Parmaklarımı zımbalamak istiyorum.
Çevik Kuvvet olup, balkonda halı coplamak istiyorum.
Tekila ile kanyak karışımından 10 shot içmek istiyorum.
Aylin Aslım'ı en önde izlemek, sadece izlemek istiyorum.
Hansel ve Gratel'in yerinde olmak, çikolatalı, şekerpareli evden öküzler gibi yemek istiyorum.

Fenomen olup bu yazıyı okuyanları havalandırmak, uçurmak istiyorum :)
ve şu şarkı ile motive olmanızı, tabii sevgili fikir koçum Tunç' un da ilgili şu ve bu yazılarına bir göz atmanızı
istiyorum :)

5/06/2008

Ölü Ozanlar Derneği...


Dead Poets Society * 1989 çıkışlı bir film geçtiğimiz atölye kursunda Ebruli sanatının programlama aksaması sebebiyetiyle üniversitenin sinema salonunda izlemiş olduğum film, ilk başta sıkıcı olabileceğini düşündüm ama başladıktan sonra anladım ki, yanlış düşünmüşüm... Peter Weir' in yönettiği, başrolünü Robin Williams' ın üstlenmiş olduğu bu filmin bir çok repliğinde Sagopa Kajmer' in nereden esinlendiğini anladım. Filmin konusu şöyle;
Profesör John Keating, Amerika'da kendi içinde katı kuralları olan ve sıkı disiplin içinde yönetilen bir okula atanır. Özellikle üniversite sınavlarındaki başarıları nedeniyle pek çok ailenin çocuklarını göndermek istediği bu okulun yeni öğrencileri de vardır.

İngiliz Dili ve Edebiyatı hakkında dersler veren Keating'in dersleri işleyiş tarzı, öğrenciler için oldukça farklıdır. İlk başta, bu duruma alışmakta güçlük çekseler de sınıftaki bir grup öğrenci, hocalarının yaptıklarından etkilenmeye başlar. Daha sonra, Prof. Keating'in öğrencilik yıllarındaki bir anısından esinlenerek kendi aralarında "Ölü Ozanlar Derneği"ni kurarlar.

Geceleri gizli gizli buluşan dernek üyelerinin hayatları zamanla değişmeye başlar. Artık hepsi hayata daha farklı bir gözle bakmayı öğrenmiştir. Ancak, babasına karşı gelerek aktör olmaya karar veren Neil'in başına gelenler yüzünden okul yönetimi Prof. Keating'i günah keçisi seçince, öğrenciler yaptıklarını sorgulamaya başlar.

Hatta filmde ağladığımı hâlâ hatırlıyorum. Şiddetle tavsiye ediyorum.